Duygusal ilişkilerinizde: Partnerinize Bağlı mısınız? Bağımlı mı?
İnsan, hayatı boyunca yeni sosyal ağlar ve ilişkiler geliştirmeye ve değiştirmeye ihtiyaç duymaktadır. Sosyal çevresi ile ilişkileri, sosyal aktiviteleri, iş yaşamı vb. ile bu ilişkiler güçlenir. Genişleyen bu sosyal alan, kişinin özel olma- sevilme- aşık olma gibi duygusal ihtiyaçlarını azaltmaz. Her zaman birinin gözünde özel, farklı olduğumuzu hissetmek isteriz. Tıpkı anne- bebek ilişkisinin yoğunluğu gibi duygusal ilişkisinde de kurulan bu bağ yoğundur. Romantik ilişkisindeki bağlılık, güçlü bir bağ kurma ihtiyacının yanında aynı güçlülükte kaybetme korkularını da beraberinde getirir. Bu nedenle sevilen kişiden ayrı kalmak, başka bir şeyle meşgul olmak bazen çok zor olabilir. Kişi sevdiğinin yanında olarak hem bu güçlü bağı hissetmiş olur, hem de kaybetme korkularını sakinleştirmiş olur.
Bu bağlılık durumu, kişiyi hayatının diğer alanlarından, aktivitelerinden büyük oranda uzaklaştırıyorsa, kişiyle ayrı kalındığında şüpheler ve kaygılarla baş başa kalınıyorsa, yanındayken çok mutlu, ayrıyken çok mutsuz yapıyorsa, “asla ayrılamam.” “ayrılırsam yaşayamam” gibi bir his yaratıyorsa, hep karşı tarafı memnun edecek bir çabaya sokuyorsa, kişiye kendini ve kendi ihtiyaçlarını unutturuyorsa bu bağlılık bir bağımlılık düzeyinde yaşanıyor demektir.
İlişkilerde bağımlılık ise; kişinin kendisini kontrol etmek istemesine rağmen, davranışlarını, duygularını ve düşüncelerini kontrol etmekte zorlanması, kendisini bir başkasına muhtaç hissetmesi ve kendisiyle içsel bir çatışma yaşamasıdır.
Bağımlılık ve bağlılık durumu birbirinden farklı şeyler olup, karıştırılmamalıdır.
İlişkilerinde kaybetme korkusu yaşayan, tecrübesiz, çevresi kısıtlı, asosyal, kendine olan özgüveni ve kendilik değeri düşük, kendilerini çirkin, yetersiz, güçsüz gibi nitelendirmeler yüklemiş, daha önce olumsuz içerikli ve sonuçlu bir ilişki yaşamış kişilerde bağımlı ilişkilere daha sık rastlanabiliyor. Bu kişilerin çocukluk dönemleri incelendiğinde; özellikle anneleri tarafından zorlayıcı, mesafeli ve kopuk, öfkeli, ihmalkârlık ya da reddedici oldukları sıklıkla görülmektedir. Yani ihtiyaçları uygun biçimlerde karşılanmadığında bu çocuklar yetişkinliklerinde bağımlı ilişkiler geliştirilebiliyorlar.
KONYA PSİKOLOG