Mükemmeliyetçilik
Mükemmeliyetçilik insanı yoran bir kavramdır. Bu kavram ilk bakışta çok iyi bir özellik gibi dursa da aslında kişiyi zaman içinde çok yıpratan bir sürece dönüşür. Kişi her koşulda en iyisi olmak ister, hayatının her alanında en mükemmele ulaşmak, ev işleri, çocuklar, kariyer hepsinde en iyisi olmak gibi kendine gerçek dışı inançlar koyar. Yaptığı hiçbir işi beğenmez, hiç hata yapmak istemez, hataya tahammülü yoktur, belirsizliğe tahammülü yoktur, her şeyi kontrol altında tutmak ister. Kontrolü dışında gelişen olaylar ve durumlar kişiyi kaygıya sürükler.
Hayatımız boyunca yaptığımız işlerde elbette iyi olmak isteriz. Bir işi hakkıyla yapmanın verdiği haklı gururu yaşarız. Etrafımızdaki insanlar gibi başarılı olmak isteriz. Bu bir yere kadar çok güzel bir güdüdür ancak bir yerden sonra eğer ki yaptığımız hiçbir şey bize yeterli gelmiyor hep “daha iyisi olabilirdi” diyorsak bu noktada kendimize ayna tutmamız gerekebilir. İşini iyi yapmak ile mükemmeliyetçilik arasında bir çizgi vardır ve o çizgiyi geçtiğimiz zaman hayatımızdaki dengeler en önemlisi kendimizle olan dengelerimiz bozulabilir. Toplum tarafından “yaptığı işi en iyi yapar o”, “en iyisini o yapar, bilir” şeklinde pekiştirilme gerçekleştiği için o dengeyi kaçırdığımızı bizler de çevremizdeki insanlar da fark etmeyebilirler, daha sonrası için kendimize dönüp baktığımızda bunun çok yorucu bir süreç olduğunu ve kendimize çok fazla gerçek dışı beklenti koyduğumuzu fark ederiz. Yaptığımız işi iyi yapmak ile mükemmele ulaşmayı hedeflemek çok ayrı kavramlardır.
Mükemmel kişiden kişiye göre değişkenlik gösterir, mükemmele ulaşmaya çabalarken yanında görmediğimiz birçok “iyiyi” kaçırmış oluruz. Bir işi iyi yapmak demek kişinin o işten keyif almasını da içerir. Keyif almadığımız işleri yaparken ıstırap duyarız ve keyif verici süreçleri bile kendimizi eleştirerek, kendimizi zorlayarak yaparız. Aslında “var olmayan” en iyiyi aramakla geçiririz.
Mükemmeliyetçiliği engellemek için öncelikle “insan” olduğumuzu ve yapabileceğimiz şeylerin bir sınırı olduğunu kabul etmemiz gerekir. Yeterince iyi bizim için olması gerekendir, mükemmellik olması gereken değil kendimize kurduğumuz bir ütopyadır, bu ütopyanın farkına varıp olaylara gerçekçi bakmaya başlamamız gerekir. Kendimizi çok fazla zorluyor ve mükemmeliyetçi durumumuzu bir türlü kenara atamıyorsak bu noktada bunu besleyen kaynakları, durumları araştırmamız gerekebilir ve bunu da tek başımıza yapmak bazen yeterli gelmeyebilir. Bu hususta profesyonel bir desteğe ihtiyaç duyabiliriz. Bu konuda problem yaşıyorsanız lütfen destek almaktan çekinmeyin, unutmayın düşüncelerimizi değiştirirsek dünyamız değişir.
-----------------------------------------------------
Adres: Ferit Pasa Mah. Nisantaş Sok. 18/A Selçuklu/KONYA
TEL: 0332 322 75 57 - 0544 943 42 00
-----------------------------------------------------
Psikolog Berin DOĞAN