Affetme üzerine..
Affetmek kelime anlamıyla kişinin kendisini inciten başka bir kişiye, duruma karşı duyduğu öfke, nefret, kin gibi olumsuz duyguları bırakıp anlayış, şefkat, kabul gibi daha olumlu duygulara yönelmesidir. Kişiyi ya da bir olayı affettiğimiz zaman artık daha az öfkelenmeye başlar, olumlu düşünceler geliştirir, kolay ilişkiler kurmaya ve hayatımıza devam etmemize olanak sağlamış oluruz. En önemlisi şu anda kalmamıza yardımcı olur.
Olumsuz duygular bizim bedensel fonksiyonlarımızı da olumsuz etkilemeye başlar. Sürekli öfkeli olmamız zaman zaman baş, karın, kas ağrılarına neden olabilir. Öfke dediğimiz duygu da aslında bir bakıma affedememe ile bağdaşmaktadır. Affettiğimiz zaman bu somatik belirtilerin de azaldığını gözlemleyebiliriz. Affetmek çok kolay bir eylem değildir çoğu zaman. Kişiyi, olayı ya da durumu neden affedemeyiz onun hakkında da konuşalım,
Affetme durumunu genellikle, unutma, bastırma, görmezden gelme, olayı inkar etme gibi durumlarla karıştırırız. Affetmek bunların hiç biri değildir aslında. Bir olay, durum ya da kişiyle yaşadığımız sorunu genellikle içimize atarız ve belli bir sürede bunu paylaşmazsak ya da iletişim kurmazsak bu durum bize acı vermeye başlar. Bazı durumlarda bu acıyla yüzleşmekten de korktuğumuz için affetme davranışını sergilemekten kaçınırız.
Eğer bir kişiyle olumsuz bir durum yaşadıysak da karşımızdaki kişinin hatasını telafi etmeye yönelik herhangi bir girişimi yoksa bu durum da bizim affetme eyleminden uzaklaştırabilir çoğu zaman. Karşımızdaki insan eğer özür
dileme çabasında değilse affetmek daha ağır gelebilir.
Affetme eyleminde olayın içeriği de çok önemlidir tabi ki. Yaşanılan olayın ciddiliği ya da büyüklüğü affedebilme potansiyelimizi olumlu ya da olumsuz etkileyebilir. Ayrıca affetme konusunda belirleyici olan bir diğer değişken de bireylerin kişilik özellikleridir. Bireyler “affedicilik” kişilik özelliği açısından da bazı farklılıklar taşımaktadır. Bu kişilik özellikleri de affetme sürecini etkilemektedir.
Affetmek neden önemlidir?
Affetmek zor ve meşakkatli bir süreçtir fakat bireyin özgürleşmesi için gereklidir bir bakıma. Affetmek, geçmişteki anıların boyunduruğu altından kurtulmak, yaşamımızı kontrol altına almak anlamına gelmektedir. Affetmenin amacı kendimizi rahatlatmaktır o yüzden yaşanılan olay, durum ya da kişiyle bir bağı yoktur aslında. Kendimize ait bir süreçtir. Affetmek kırgınlığın, küslüğün, hapishanesinden kurtulmaktır. Artık o acıyı sırtımızda taşımamızı engeller.
Halil Cibran affetmeyi bir yazısında çok güzel açıklamış;
Affetmek, o kişiyi sevmek değil.
Affetmek, o kişiyle konuşmak zorunda olmak değil.
Affetmek, o kişiyle ilişkiyi sürdürmek değil.
Affetmek, o kişinin beklentileri doğrultusunda davranmak değil.
Affetmek, o kişiyi kucaklamak değil.
Affetmek, o kişiyi suçsuz bulmak değil.
Affetmek, o kişiyi haklı bulmak değil.
Affetmek, o kişinin verdiği zararları telafi etmek için çaba göstermemek değil.
Affetmek kırgınlığın, küskünlüğün, nefretin hapishanesinden özgürlüğe kavuşmaktır.
Affetmek artık acıyı hissetmemektir. Yapılanları zihinsel olarak unutmak zaten mümkün değildir.
'Duygusal unutma'; affetmenin diğer adıdır.
Unutmayın, affettiğimiz zaman kendimizi özgürleştirmiş oluruz. Bu özgürlüğün hafifliğini yaşamak dileğiyle…