GÜNÜMÜZÜN EN TEHLİKELİ SORUNU; AİLE ÇOCUK VE SOSYAL MEDYA

Günümüzde çokça karşılaştığım ve hemen hemen her ailenin şikâyeti olan bir durumdan bahsetmek istiyorum size. Soysal Medya kullanımı…

Aile içerisinde çokça çatışmaya neden olan ve ‘hiç yanımıza gelmiyor, kafasını telefondan kaldırmıyor, hiç odasından çıkmıyor yemeğe bile doğru düzgün gelmiyor tüm hayatı telefon oldu’ gibi söylemleri çok sık duyuyoruz elbette.

Günümüz çocuklarında ya da ergenlerinde karşılaştığımız bu durum aile tarafından çok fazla rahatsızlık veren bir durum olarak karşılanıyor bu aşikâr. Peki, ergen bunu nasıl değerlendiriyor? Ergen yaş grubu elbette biraz daha bu konuda rahat davranmakta. Teknolojinin hızlı ilerlemesi, her gencin elinde son teknolojiye sahip cihazların olması ve zaman zaman bunun bir yarışa dönmesi ergen yaş grupları için oldukça normla olarak görünmekte. Ergenlik dönemi aslında bir nevi kendini keşfetme dönemi olarak anılmaktadır ve sosyal medya ve ya teknolojiye ayak uydurmak bu noktada ergen için önemli bir kimlik meselesi haline gelmektedir. Bu dönemde aileden ziyade arkadaş ve arkadaş çevresi çok daha ön planda olduğu için ailenin bu konudaki çırpınışları genellikle başarısızlıkla sonuçlanmaktadır. Haliyle de çatışmalar giderek artmakta ve ergen aile yaşantısından uzaklaşıp telefonun içine gömülmeye devam etmektedir.

Peki, bu sosyal medya yararlı mı yoksa zararlı mı?

Günümüzde her ne kadar sosyal medya hayatımızın içine yerleşmiş olsa da elbette bazı noktalarda çocuklarımız için hem zararlı hem de tehlikeli hale gelebiliyor bu sosyal medya. En önemlilerinden biri sosyal medyanın fazla kullanılması sosyal etkileşimi azalttığı için ergenin daha içe kapanık bir hayat sürmesine neden oluyor.

Bir diğer zararı çocuğun sosyal medyada kendini kabul ettirme ihtiyacı hissetmesi. Bu durum ergenin kendini değersiz ve yetersiz hissetmesine neden oluyor. Tanımadığı yüzlerce insana kendini hoş gösterme ihtiyacı doğduğu zaman, zaman içerisinde bu beklentiyi karşılayamadığı zaman ergen olumsuz düşüncelere kapılabiliyor.

Gereğinden fazla sosyal medya da ya internet kullanımı çocuk ve ergenlerde dikkat eksikliğini oldukça arttırıyor. Yine çok fazla kullanım sonucu depresyon ve endişeye yol açabiliyor. Bir şeyleri kaçırma korkusu yaşamalarına neden olabiliyor.

Çok küçük yaşlardan itibaren kontrolsüz sosyal medya ve internet kullanımı elbette çocukların çok fazla yetişkin içeriğine de maruz kalmalarına kapı açabiliyor. Bu da duygusal gelişime uygun olmayan şeylere maruz kalmalarını ve bunu anlamlandırmamalarına yol açıyor.

Ebeveyn olarak bu nokta neler yapabilirsiniz?

Öncelikle kısıtlı kullanım imkânı sunmak elbette çok önemli. Çok küçük yaşlarda sosyal medyayla tanıştırmamak ebeveynler olarak sizlerin elinde.

Bunun haricinde çocuklarla direkt açık iletişim kurmak, çocukların sosyal medyada karşılaştıkları deneyimleri konuşmak, bu konularda onların duygu ve düşünceleri anlamaya çalışmak gerekmektedir. Ebeveyn olarak sosyal medya delillerini gizlice gözetleyip takip etmek veya onları kontrol etmeye çalışmak yerine çocuklarınıza işbirliği içinde olmalısınız.

Sosyal medya konusunda kendinizi de sorgulamanız gerekmektedir. Ben ne kadar sosyal medyada zaman harcıyorum? Bu soruyu öncelikle kendinize sorup gerçekçi bir cevap vermeniz gerekir çünkü çocuklarınıza ilk ve en yakın örnek anne baba olarak sizlersiniz. Elinizde telefon varken ve sosyal medyada gezerken çocuğa direktifler vermek çok işlevsel olmuyor.

Her ne kadar bağımsızlık ergenlik döneminin bir parçası olsa da çocuğunuz, kuralları hatırlatması için bir ebeveynin varlığına ihtiyaç duyacaktır. Ortaklaşa koyulan kuralları net bir şekilde takip ederek ‘yeterince engelleyici ve yeterince hoşgörülü olmak’ gerekmektedir.

Ve tabii ki çocuğa gerçek aktiviteler sunmak gerekir.

Tüm bunlara rağmen sosyal medya konusunda çocuğunuzla yaşadığınız çatışmaların önüne geçemiyorsanız bu noktada bir uzmandan destek almak önemli hale gelmekte.

Psikolog Beyza ÖZPINAR

KONYA