NEDİR BU HELİKOPTER EBEVEYNLİK?
Helikopter ebeveynlik 1960lı yıllarda Psikoterapist Haim Ginott’un; küçük bir çocuğun annesi hakkında ‘ helikopter gibi etrafımda dönüyor’ söylemi üzerine şekillendirdiği bir tanımdır. Günümüzde çok sık rastladığımız helikopter ebeveynlik bazı ailelerin özelliklerini yansıtmaktadır.
Helikopter ebeveynliği; çocuk adına karar alan, çocuğun hayatına çok müdahale olan, çocuğa bir alan tanımayan, her şeyin en iyisini hedefleyen anne ve babalar olarak özetleyebiliriz.
Genel olarak bu ebeveynlik türüne yatkın olan bireylerin özeliklerine bakarsak;
- Az çocuklu ailelerdir.
- Çocuklarının etrafında deyim yerindeyse fır dönen, her istediklerini yapmaya çalışan ve sürekli bir şeyleri eksik yapıyormuş gibi düşünen bireylerdir.
- Her ortamda çocuklarını anlatan bireylerdir.
- Genelde sosyo-ekonomik seviyeleri yüksek olan ailelerdir.
- Hayatlarının merkezinde çocuklar vardır. Aşırı kontrolcü ve müdahaleci olurlar.
- Çocuklarına sorumluluk vermekten kaçınırlar, genellikle onların sorumluluklarını ebeveyn olarak kendileri yerine getirmeye çalışırlar.
- Çocuğun hayatındaki problemleri kendi kendine çözmesine izin vermezler. Okul, arkadaş, sosyal ya da akademik problemlere kendilerini sürekli dâhil ederler.
- Genellikle mükemmeliyetçi olan bireylerdir.
- Çocuklarının tek başına olmasına izin vermezler ve çocuğa alan tanımayan ailelerdir.
- ‘ bugün okula gitmedik, sporda düştük ablası dizimiz acıdı’ gibi bizli cümleler kuran ailelerdir.
Peki bunlar çocuğu nasıl etkilemekte buna biraz bakalım;
• Aile çocuğun üstlenmesi gereken sorumlulukları üstlendiği için çocukta sorumluluk bilinci gelişmez. Sorumluluk bilinci gelişmeyen çocuklarda da problem çözme becerisi zayıf kalır.
• Aile, çocuğa karşı sürekli müdahaleci olduğu için çocuğun özgüveni gelişmez. Hayatla kendi başına başa çıkmayı öğrenemediği için baş etme mekanizmaları zayıflar ve çocuk kendini yetersiz hissetmeye başlayabilir.
• Sürekli iyiye maruz kaldığı için iyi kötü dengesini koruyamaz, karar verme mekanizması gelişemez.
• Herhangi bir problemle karşılaştığı zaman çocuk sorun karşısında yoğun kaygı hisseder.
• Sosyal becerileri zayıf kalır. Aile içerisindeki sistemi dış dünyada göremediği için kendini kapatmaya başlar.
• İlerleyen yaşlarda ebeveynden ayrılmakta çok zorlanırlar çünkü dış dünya çok tehlikeli gelir.
• Bu çocuklar sürekli ebeveynini memnun etmeye ve beklentilerini karşılamaya çalışır.
• Her şey hazır sunulduğu için çocukta yaratıcılık becerisi gelişmez.
• Ailenin standartlarına göre yaşadığı ve onların beklentilerine göre şekillendiği için kendi benliğini oluşturmakta zorlanır.
Bu maddelere bakarak, çocuğunuz için en iyisini en güzelini isterken, iyi mi yapıyorsunuz yoksa ona zarar mı veriyorsunuz bir düşünmek gerekir. Unutmayalım ki her şeyin en iyisi olsun isterken çocuğunuzun çevresiyle olan ilişkisini olumsuz yönde etkileyebilirsiniz.
Psikolog
Pakize Beyza ÖZPINAR