ERGENLİK DÖNEMİNDE SORUMLULUK BİLİNCİ KAZANMAK NEDEN ÖNEMLİ?
Sorumluluk en temel tanımıyla hem kendine hem de başkalarına karşı olan görevleri zamanında, eksiksiz ve doğru bir şekilde yerine getirme durumuna denmektedir. Sorumluluk bilinci çok küçük yaşlardan itibaren çocuğa aile ve çevresi tarafından kazandırılan ve öğretilen durumlardan bir tanesidir. Çocuğun cinsiyetine, yaşına gelişim düzeyine göre verilen sorumluluklar zaman içerisinde çocuğun kişiliğini ve karakterini oluşturma noktasında büyük önem taşımaktadır. Çocuğa kendi seçimlerini yapma, yaptığı seçimlerin sorumluluklarını üstlenme ve bu sorumlulukların sonuçlarıyla yüzleşme; bir neden sonuç ilişkisi geliştirmesine yardımcı olmaktadır. Küçük yaşlardan itibaren verilmeyen bu sorumluluklar nelere neden olur onu değerlendirelim.
Sorumluluk almayan ve aldığı sorumluluğun sonucu üstlenmeden büyüyen ergenler, bu bilinç gelişmediği için neden – sonuç ilişkisi kurmakta zorlanırlar. En basit tabiri ile iyi- kötü denklemini ve bu denklemin getirilerini görebilecek yetenekleri gelişmez. Olumsuz bir eylem olumsuz bir geri dönüte sahip olur ve ben şu sonuçla karışılabilirim muhasebesini yapamadıkları için daha ileri yaşlarda empati kurma yeteneğinden yoksun, sadece kendini düşünen, bir sonraki adımda ne ile karışılacağını düşünmenden hareket eden bireyler olabilirler elbette bu da diğerleriyle kurdukları ilişkilere yansımaktadır.
Kendi kararlarını verebilme becerisi gelişmemektedir. Bu beceri gelişmediği için de yönlendirmeye daha açık hale gelebilirler ve kendi hayat çizgilerini, görüşlerini en önemlisi kendi benliklerini oluşturmakta zorlanmaya ve bu konuda kendilerini yetersiz görmeye başlayabiliriler.
Sorumluluk bilinci ile büyümeyen ergenler toplum içerisinde kendi haklarını savunmayan, görev üstlenmekten kaçınan, nezaket ve ahlak kurallarına uymaktan hoşlanmayan, başkasının haklarına saygı duymayan, benmerkezci bireyler olarak yetişmekte ve yetişkinlik yaşantılarında da bunu devam ettirdikleri sürece toplum içerisinde aidiyet duygusunu benimsemekte zorlanabilmektedirler. Bir yere, gruba ya da topluma ait hissetmeyen bireyler de zaman içerisinde yalnız, dışlanmış hissedebilmekte ve hem bireysel yaşantısında olumsuz duygusal süreçlerden geçmeye başlayabilir hem de toplumsal boyutta uyum zorluklarıyla karışılabilmektedir.
Unutmayalım ki çocuk ve ergenlerin sorumluluğu sadece ders çalışmak değildir. Ders ve akademik yaşantı dışında da toplumla uyumlu yaşamaları ve toplumda yer edinebilmeleri için de farklı sorumlulukları üstlenmeleri ve bu sorumlulukları yerine getirmeleri önemlidir. En önemlisi de sorumluluklarının sonuçlarını üstlenme becerisinin gelişmesi gerekmektedir. Ebeveyn olarak bu sorumlulukları çocuklarımıza doğru bir şekilde kazandırmak ve sağlıklı olarak üstlenmelerini sağlamak da bizlerin görevidir.
Psikolog Pakize Beyza ÖZPINAR