MİGREN VE STRES
Migren; insanların hayat kalitesi ve iş gücünü azaltan, çoğunlukla genç, orta ve yaşlı bireyler olmak üzere popülasyonun %10 unun etkileyen en temel baş ağrısı bozukluğudur.
Migrenin yol açtığı ağrıların nasıl yoğun ve acı verici olduğunu, insanı nasıl elden ayaktan düşürdüğünü sadece yaşayan bilebilir. Baş ağrılarının birçok çeşidi ve belirtileri olmasına rağmen migren ağrısı bunların içinde en şiddetlisi ve yıpratıcı olduğunu söyleyebiliriz. Migren ağrısı kişide şiddetli ağrılara yol açar ve kişi günlük hayatına devam edemez hale gelebilir.
Migren genellikle mide bulantısı, kusma hali, sese ve ışığa karşı hassasiyetin fazla olduğu ve başın bir kısmında şiddetli baş ağrısı görülebilen bir nörolojik sendromdur.
Yapılan araştırmalarda kadınların %24’ünde, erkeklerin %8.5’inde, genel ortalamada ise toplumun %16.4’ünde migren olduğu belirtiliyor. Kronik migren görülme sıklığı %1.7 olarak belirtilirken toplumda her 7 kişiden birinde migren ağrısı, her 10 migren hastasının birinin de ise kronik migren ağrısı sorunu yaşadığını görüyoruz. Özellikle kronik migren hastaları için periyodik aralıklarla ve uzun süreli devam eden bu ağrılar yalnızca fiziksel olarak değil; sosyal çevreleriyle olan ilişkilerinde, okul ve iş yerindeki performanslarını da olumsuz yönde etkileyerek ciddi bir problem haline gelebilir. Kronik migrene dönüşen bireylerde daha çok depresyon ve anksiyete görülme oranı migreni olmayan kişilere göre 2 ile 5 kat daha fazladır.
Migreni Tetikleyen Sebepler?
Migren ağrılarını tek bir nedene bağlamamak gerekir. Migren ataklarının çoğu genellikle kendiliğinden başlar ancak bazı tetikleyici adı verilen bazı uyaranlar, migren atağı oluşumunda rol oynayabilir. İçinde bulunulan koşullara göre çeşitli tetikleyiciler migren atağını başlatabilir.
Stres migren ile güçlü bir bağlantı sergiler. Endişe, gerilim, heyecanlanma, kızgınlık migren atağına yol açabilen nedenlerdir. Bazen stres sona erip dinmeye başladığında da migren atağı tetiklenebilir. Çok neşeli ve kahkahalı bir günün sonu ağrı ile bitebilir.
Tetikleyici faktörlerden kaçınılması ve özellikle tetikleyici olduğu bilinen gıdalardan uzak durulması gerekmektedir.
Migren ve Stres arasındaki ilişki
Migren hastaları arasında yapılan araştırmaların birçoğunda stres %60-70 arasında değişen oran ile en büyük tetikleyici olarak karşımıza çıkıyor. Stresli olduğumuz durumlarda metabolizmamız kendisini “savaş ya da kaç” mekanizmasına hazırlarken beynimizde adrenalin hormonu gibi birçok farklı hormon salgılanmaya başlar. Vücudumuzda olan bu değişiklikler beynin migren ağrılarına neden olan bölümünü de uyarır ve özellikle migreni olan kişilerde acı verici ağrı ataklarının başlamasına neden olur. Migrenin sebepleri arasında; beslenme düzeni, hormonal değişiklikler, aşırı ilaç kullanımı, uyku ve yeme düzeninin bozulması, genetik yatkınlık olarak sıralanabilir.
Migren Nasıl Tedavi Edilir?
Migren ağrısının iki tedavisi vardır. Ağrı kesici ve koruyucu tedavi. Ağrı kesiciler genelde birden fazla ağrısı olan hastalar için tercih edilen bir yöntemdir. Koruyucu tedavi, baş ağrısı sayısını, ağrı şiddetini azaltmak için kullanılan tedavi şeklidir. EMDR Terapi yöntemi ile tedavi etkili bir yöntem olabilmektedir. Bir çok durumda 4-6 seans arasında tekrarlamamak üzere migrenin ortadan kalktığına şahit olmaktayız. Bu yöntemin, Amerika’ da başağrıları ve migren üzerine yapılan araştırmalarda anlamlı bir şekilde etkili olduğu bulgulanmıştır. Migrende ağrının kendisi çok şiddetli olduğundan travmatize edicidir. Migren ataklarının kendisine EMDR ile duyarsızlaştırma yapmak gerekir.
-----------------------------------------------------
RANDEVU VE DETAYLI BİLGİ İÇİN BİZİMLE İLETİŞİME GEÇEBİLİRSİNİZ
ADRES: FERIT PAŞA MAH. NIŞANTAŞ SOK. 18/A SELÇUKLU/KONYA
TEL: 0332 322 75 57 - 0544 943 42 00
-----------------------------------------------------
KLİNİK PSİKOLOG BETÜL PALANCI